تفسير ابن كثر - سورة الفاتحة الآية 1 | تواصل | القرآن الكريم

مرحباً بك زائرنا الكريم .. لك حرية الإستفادة والنشر

Surah Kasas Suresi

Türkçe

Surah Kasas Suresi - Aya count 88
Facebook Twitter Google+ Pinterest Reddit StumbleUpon Linkedin Tumblr Google Bookmarks Email
طسم ( 1 ) Kasas Suresi - Aya 1
Tâ, Sîn, Mîm.
تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ الْمُبِينِ ( 2 ) Kasas Suresi - Aya 2
Bunlar, apaçik kitabin âyetleridir.
نَتْلُو عَلَيْكَ مِن نَّبَإِ مُوسَىٰ وَفِرْعَوْنَ بِالْحَقِّ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ ( 3 ) Kasas Suresi - Aya 3
Iman edecek bir kavim için Musa ile Firavun'un haberlerinden bir kismini sana dosdogru okuyacagiz.
إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِّنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ ۚ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ ( 4 ) Kasas Suresi - Aya 4
Çünkü Firavun, (Misir) topraginda gerçekten azmis, halkini parça parça etmisti. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunlarin ogullarini bogazliyor, kizlarini ise sag birakiyordu. Belli ki o bozgunculardandi.
وَنُرِيدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ ( 5 ) Kasas Suresi - Aya 5
Biz ise istiyorduk ki, o yerde güçsüz düsürülenlere lütufta bulunalim, onlari önderler yapalim, onlara (ötekilerin) yerini aldiralim.
وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَنُرِيَ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُم مَّا كَانُوا يَحْذَرُونَ ( 6 ) Kasas Suresi - Aya 6
Ve o yerde onlari hakim kilalim, Firavun ile Hâmân ve ordularina, onlardan çekinmekte olduklari seyi gösterelim.
وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ أُمِّ مُوسَىٰ أَنْ أَرْضِعِيهِ ۖ فَإِذَا خِفْتِ عَلَيْهِ فَأَلْقِيهِ فِي الْيَمِّ وَلَا تَخَافِي وَلَا تَحْزَنِي ۖ إِنَّا رَادُّوهُ إِلَيْكِ وَجَاعِلُوهُ مِنَ الْمُرْسَلِينَ ( 7 ) Kasas Suresi - Aya 7
O esnada Musa'nin anasina "Onu emzir, kendisine zarar geleceginden kaygilandiginda onu denize (Nil nehrine) birakiver, hiç korkup kaygilanma, çünkü biz onu tekrar sana verecegiz ve onu peygamberlerden biri yapacagiz" diye bildirdik.
فَالْتَقَطَهُ آلُ فِرْعَوْنَ لِيَكُونَ لَهُمْ عَدُوًّا وَحَزَنًا ۗ إِنَّ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا كَانُوا خَاطِئِينَ ( 8 ) Kasas Suresi - Aya 8
Nihayet Firavun ailesi onu yitik olarak aldi. Çünkü o, sonunda kendileri için bir düsman ve bir tasa olacakti. Süphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yaniliyorlardi.
وَقَالَتِ امْرَأَتُ فِرْعَوْنَ قُرَّتُ عَيْنٍ لِّي وَلَكَ ۖ لَا تَقْتُلُوهُ عَسَىٰ أَن يَنفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ( 9 ) Kasas Suresi - Aya 9
Firavun'un karisi (sepetin içinden çocuk çikinca kocasina), "Ikimizin de gözü aydin! Onu öldürmeyin, belki bize faydasi dokunur, ya da onu evlad ediniriz" dedi. Halbuki onlar isin sonunu sezemiyorlardi.
وَأَصْبَحَ فُؤَادُ أُمِّ مُوسَىٰ فَارِغًا ۖ إِن كَادَتْ لَتُبْدِي بِهِ لَوْلَا أَن رَّبَطْنَا عَلَىٰ قَلْبِهَا لِتَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ( 10 ) Kasas Suresi - Aya 10
Musa'nin anasinin yüregi (tasadan) bombos kaliverdi. Eger biz, (vaadimize) inananlardan olmasi için onun kalbini pekistirmemis olsaydik, neredeyse isi meydana çikaracakti.
وَقَالَتْ لِأُخْتِهِ قُصِّيهِ ۖ فَبَصُرَتْ بِهِ عَن جُنُبٍ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ( 11 ) Kasas Suresi - Aya 11
Annesi Musa'nin ablasina, "Onun izini takip et" dedi. O da, onlar farkina varmadan uzaktan kardesini gözetledi.
وَحَرَّمْنَا عَلَيْهِ الْمَرَاضِعَ مِن قَبْلُ فَقَالَتْ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ أَهْلِ بَيْتٍ يَكْفُلُونَهُ لَكُمْ وَهُمْ لَهُ نَاصِحُونَ ( 12 ) Kasas Suresi - Aya 12
Biz (annesine geri vermezden) daha önce, onun süt analarinin sütünü kabulüne müsade etmedik. Bunun üzerine ablasi, "Size, onun bakimini sizin naminiza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aile göstereyim mi?" dedi.
فَرَدَدْنَاهُ إِلَىٰ أُمِّهِ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَلِتَعْلَمَ أَنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ( 13 ) Kasas Suresi - Aya 13
Böylelikle biz onu, gözü aydin olsun, gam çekmesin ve Allah'in vaadinin gerçek oldugunu bilsin, diye anasina geri verdik. Fakat yine de pek çogu (bunu) bilmezler.
وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُ وَاسْتَوَىٰ آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا ۚ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ ( 14 ) Kasas Suresi - Aya 14
Musa yigitlik çagina girip olgunlasinca, biz ona hikmet ve ilim verdik. Iste güzel davrananlari biz böyle mükafatlandiririz.
وَدَخَلَ الْمَدِينَةَ عَلَىٰ حِينِ غَفْلَةٍ مِّنْ أَهْلِهَا فَوَجَدَ فِيهَا رَجُلَيْنِ يَقْتَتِلَانِ هَٰذَا مِن شِيعَتِهِ وَهَٰذَا مِنْ عَدُوِّهِ ۖ فَاسْتَغَاثَهُ الَّذِي مِن شِيعَتِهِ عَلَى الَّذِي مِنْ عَدُوِّهِ فَوَكَزَهُ مُوسَىٰ فَقَضَىٰ عَلَيْهِ ۖ قَالَ هَٰذَا مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ ۖ إِنَّهُ عَدُوٌّ مُّضِلٌّ مُّبِينٌ ( 15 ) Kasas Suresi - Aya 15
Musa, halkinin habersiz oldugu bir sirada sehre girdi. Orada, biri kendi tarafindan digeri düsman tarafindan olan iki adami birbirleriyle dögüsür buldu. Kendi tarafi olan, düsmana karsi ondan yardim diledi. Musa da ötekine bir yumruk indirip onun ölümüne sebep oldu. "Bu, seytan isidir. O, gerçekten saptirici, apaçik bir düsmandir" dedi.
قَالَ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ ۚ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ ( 16 ) Kasas Suresi - Aya 16
Musa, "Rabbim! Dogrusu kendimi ziyana ugrattim. Beni bagisla!" dedi; Allah da, onu bagisladi. Çünkü, çok bagislayici, çok merhamet edici olan ancak O'dur.
قَالَ رَبِّ بِمَا أَنْعَمْتَ عَلَيَّ فَلَنْ أَكُونَ ظَهِيرًا لِّلْمُجْرِمِينَ ( 17 ) Kasas Suresi - Aya 17
Musa, "Rabbim! Bana lutfettigin nimetlere andolsun ki, artik suçlulara asla arka olmayacagim" dedi.
فَأَصْبَحَ فِي الْمَدِينَةِ خَائِفًا يَتَرَقَّبُ فَإِذَا الَّذِي اسْتَنصَرَهُ بِالْأَمْسِ يَسْتَصْرِخُهُ ۚ قَالَ لَهُ مُوسَىٰ إِنَّكَ لَغَوِيٌّ مُّبِينٌ ( 18 ) Kasas Suresi - Aya 18
Sehirde korku içinde, (etrafi) gözetleyerek sabahladi. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardim isteyen kimse feryad ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona dedi ki: "Dogrusu sen, besbelli bir azginsin!"
فَلَمَّا أَنْ أَرَادَ أَن يَبْطِشَ بِالَّذِي هُوَ عَدُوٌّ لَّهُمَا قَالَ يَا مُوسَىٰ أَتُرِيدُ أَن تَقْتُلَنِي كَمَا قَتَلْتَ نَفْسًا بِالْأَمْسِ ۖ إِن تُرِيدُ إِلَّا أَن تَكُونَ جَبَّارًا فِي الْأَرْضِ وَمَا تُرِيدُ أَن تَكُونَ مِنَ الْمُصْلِحِينَ ( 19 ) Kasas Suresi - Aya 19
Musa, ikisinin de düsmani olan adami yakalamak isteyince, o adam dedi ki: "Ey Musa! Dün bir cana kiydigin gibi, bana da mi kiymak istiyorsun? Demek arabuluculardan olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir zorba olmayi arzuluyorsun sen!"
وَجَاءَ رَجُلٌ مِّنْ أَقْصَى الْمَدِينَةِ يَسْعَىٰ قَالَ يَا مُوسَىٰ إِنَّ الْمَلَأَ يَأْتَمِرُونَ بِكَ لِيَقْتُلُوكَ فَاخْرُجْ إِنِّي لَكَ مِنَ النَّاصِحِينَ ( 20 ) Kasas Suresi - Aya 20
Sehrin öbür ucundan bir adam geldi ve dedi ki: "Ey Musa! Ileri gelenler seni öldürmek için hakkinda müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çik! Inan ki ben senin iyiligini isteyenlerdenim."
فَخَرَجَ مِنْهَا خَائِفًا يَتَرَقَّبُ ۖ قَالَ رَبِّ نَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ ( 21 ) Kasas Suresi - Aya 21
Musa korka korka, (etrafi) gözetleyerek oradan çikti. "Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar" dedi.
وَلَمَّا تَوَجَّهَ تِلْقَاءَ مَدْيَنَ قَالَ عَسَىٰ رَبِّي أَن يَهْدِيَنِي سَوَاءَ السَّبِيلِ ( 22 ) Kasas Suresi - Aya 22
Medyen'e dogru yöneldiginde: "Umarim Rabbim beni dogru yola iletir." dedi.
وَلَمَّا وَرَدَ مَاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ أُمَّةً مِّنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِن دُونِهِمُ امْرَأَتَيْنِ تَذُودَانِ ۖ قَالَ مَا خَطْبُكُمَا ۖ قَالَتَا لَا نَسْقِي حَتَّىٰ يُصْدِرَ الرِّعَاءُ ۖ وَأَبُونَا شَيْخٌ كَبِيرٌ ( 23 ) Kasas Suresi - Aya 23
Musa, Medyen suyuna varinca, orada (hayvanlarini) sulayan bir çok insan buldu. Onlarin gerisinde de (hayvanlarini suyun oldugu yerden) geri çeken iki kadin gördü. Onlara "Derdiniz nedir?" dedi. Söyle cevap verdiler: "Çobanlar sulayip çekilmeden biz (onlarin içine sokulup hayvanlarimizi) sulamayiz; babamiz da çok yaslidir. "
فَسَقَىٰ لَهُمَا ثُمَّ تَوَلَّىٰ إِلَى الظِّلِّ فَقَالَ رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ ( 24 ) Kasas Suresi - Aya 24
Bunun üzerine Musa, onlarin davarlarini suladi. Sonra gölgeye çekildi ve "Rabbim! Dogrusu bana indirecegin her hayra muhtacim" dedi.
فَجَاءَتْهُ إِحْدَاهُمَا تَمْشِي عَلَى اسْتِحْيَاءٍ قَالَتْ إِنَّ أَبِي يَدْعُوكَ لِيَجْزِيَكَ أَجْرَ مَا سَقَيْتَ لَنَا ۚ فَلَمَّا جَاءَهُ وَقَصَّ عَلَيْهِ الْقَصَصَ قَالَ لَا تَخَفْ ۖ نَجَوْتَ مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ ( 25 ) Kasas Suresi - Aya 25
Derken, o iki kadindan biri utana utana yürüyerek ona geldi. "Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanlari) sulamanin karsiligini ödemek için seni çagiriyor." Musa, ona (Hz. Suayb'a) gelip basindan geçeni anlatinca o, "korkma, o zalim kavimden kurtuldun" dedi.
قَالَتْ إِحْدَاهُمَا يَا أَبَتِ اسْتَأْجِرْهُ ۖ إِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ الْقَوِيُّ الْأَمِينُ ( 26 ) Kasas Suresi - Aya 26
(Suayb'in) iki kizindan biri: "Babacigim! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edecegin en iyi kimse, bu güçlü ve güvenilir adamdir" dedi.
قَالَ إِنِّي أُرِيدُ أَنْ أُنكِحَكَ إِحْدَى ابْنَتَيَّ هَاتَيْنِ عَلَىٰ أَن تَأْجُرَنِي ثَمَانِيَ حِجَجٍ ۖ فَإِنْ أَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِندِكَ ۖ وَمَا أُرِيدُ أَنْ أَشُقَّ عَلَيْكَ ۚ سَتَجِدُنِي إِن شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ ( 27 ) Kasas Suresi - Aya 27
(Suayb) Dedi ki: "Bana sekiz yil çalismana karsilik su iki kizimdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eger on yila tamamlarsan artik o kendinden; yoksa sana agirlik vermek istemem. Insaallah beni iyi kimselerden bulacaksin."
قَالَ ذَٰلِكَ بَيْنِي وَبَيْنَكَ ۖ أَيَّمَا الْأَجَلَيْنِ قَضَيْتُ فَلَا عُدْوَانَ عَلَيَّ ۖ وَاللَّهُ عَلَىٰ مَا نَقُولُ وَكِيلٌ ( 28 ) Kasas Suresi - Aya 28
Musa söyle cevap verdi: "Bu seninle benim aramdadir. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayim demek ki, bana karsi husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir."
فَلَمَّا قَضَىٰ مُوسَى الْأَجَلَ وَسَارَ بِأَهْلِهِ آنَسَ مِن جَانِبِ الطُّورِ نَارًا قَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَّعَلِّي آتِيكُم مِّنْهَا بِخَبَرٍ أَوْ جَذْوَةٍ مِّنَ النَّارِ لَعَلَّكُمْ تَصْطَلُونَ ( 29 ) Kasas Suresi - Aya 29
Artik Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çikinca, Tûr tarafindan bir ates gördü. Ailesine: "Siz (burada) bekleyin; ben bir ates gördüm, belki oradan size bir haber, yahut isinmaniz için o atesten bir parça getiririm" dedi.
فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ مِن شَاطِئِ الْوَادِ الْأَيْمَنِ فِي الْبُقْعَةِ الْمُبَارَكَةِ مِنَ الشَّجَرَةِ أَن يَا مُوسَىٰ إِنِّي أَنَا اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ ( 30 ) Kasas Suresi - Aya 30
Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sag kiyisindan, (oradaki) agaç tarafindan kendisine söyle seslenildi: "Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'im."
وَأَنْ أَلْقِ عَصَاكَ ۖ فَلَمَّا رَآهَا تَهْتَزُّ كَأَنَّهَا جَانٌّ وَلَّىٰ مُدْبِرًا وَلَمْ يُعَقِّبْ ۚ يَا مُوسَىٰ أَقْبِلْ وَلَا تَخَفْ ۖ إِنَّكَ مِنَ الْآمِنِينَ ( 31 ) Kasas Suresi - Aya 31
Ve "Asâni at!" denildi. Musa (attigi) asâyi yilan gibi debrenir görünce, dönüp arkasina bakmadan kaçti. "Ey Musa! Beri gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansin." (buyuruldu.)
اسْلُكْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ وَاضْمُمْ إِلَيْكَ جَنَاحَكَ مِنَ الرَّهْبِ ۖ فَذَانِكَ بُرْهَانَانِ مِن رَّبِّكَ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ ( 32 ) Kasas Suresi - Aya 32
"Elini koynuna sok, kusursuz bembeyaz çikacaktir. Korkudan (açilan) kollarini kendine çek. Iste bu ikisi Firavun ve onun adamlarina karsi Rabbin tarafindan iki kesin delildir. Çünkü onlar, yoldan çikan bir kavim olmuslardir." (diye seslenildi)
قَالَ رَبِّ إِنِّي قَتَلْتُ مِنْهُمْ نَفْسًا فَأَخَافُ أَن يَقْتُلُونِ ( 33 ) Kasas Suresi - Aya 33
Musa dedi ki: "Rabbim! Ben onlardan birini öldürmüstüm, beni öldürmelerinden korkuyorum."
وَأَخِي هَارُونُ هُوَ أَفْصَحُ مِنِّي لِسَانًا فَأَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُنِي ۖ إِنِّي أَخَافُ أَن يُكَذِّبُونِ ( 34 ) Kasas Suresi - Aya 34
"Kardesim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni dogrulayan bir yardimci olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancilik ithaminda bulunmalarindan endise ediyorum."
قَالَ سَنَشُدُّ عَضُدَكَ بِأَخِيكَ وَنَجْعَلُ لَكُمَا سُلْطَانًا فَلَا يَصِلُونَ إِلَيْكُمَا ۚ بِآيَاتِنَا أَنتُمَا وَمَنِ اتَّبَعَكُمَا الْغَالِبُونَ ( 35 ) Kasas Suresi - Aya 35
Allah buyurdu: "Seni kardesinle destekliyecegiz ve size öyle bir kudret verecegiz ki, âyetlerimiz sayesinde onlar size erisemeyecekler. Siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz."
فَلَمَّا جَاءَهُم مُّوسَىٰ بِآيَاتِنَا بَيِّنَاتٍ قَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُّفْتَرًى وَمَا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِي آبَائِنَا الْأَوَّلِينَ ( 36 ) Kasas Suresi - Aya 36
Musa onlara apaçik âyetlerimizi getirince, "Bu, olsa olsa uydurulmus bir sihirdir. Biz önceki atalarimizdan böylesini isitmemistik" dediler.
وَقَالَ مُوسَىٰ رَبِّي أَعْلَمُ بِمَن جَاءَ بِالْهُدَىٰ مِنْ عِندِهِ وَمَن تَكُونُ لَهُ عَاقِبَةُ الدَّارِ ۖ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ ( 37 ) Kasas Suresi - Aya 37
Musa söyle dedi: "Rabbim, kendi katindan kimin hidayet rehberi getirdigini ve hayirli akibetin kime nasip olacagini en iyi bilendir. Muhakkak ki zalimler, kurtulusa eremezler."
وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ مَا عَلِمْتُ لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرِي فَأَوْقِدْ لِي يَا هَامَانُ عَلَى الطِّينِ فَاجْعَل لِّي صَرْحًا لَّعَلِّي أَطَّلِعُ إِلَىٰ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ مِنَ الْكَاذِبِينَ ( 38 ) Kasas Suresi - Aya 38
Firavun: "Ey ileri gelenler! Sizin için benden baska bir ilâh tanimiyorum. Ey Hâmân, haydi benim için çamur üzerine ates yak (ve tugla imal et), bana bir kule yap ki, Musa'nin ilâhina çikayim; ama saniyorum, o mutlaka yalan söyleyenlerdendir." dedi.
وَاسْتَكْبَرَ هُوَ وَجُنُودُهُ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ إِلَيْنَا لَا يُرْجَعُونَ ( 39 ) Kasas Suresi - Aya 39
O ve askerleri, yeryüzünde haksiz yere büyüklük tasladilar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandilar.
فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ ۖ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ ( 40 ) Kasas Suresi - Aya 40
Biz de onu ve askerlerini yakalayip denize ativerdik. Bir bak, zalimlerin sonu nice oldu!
وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَدْعُونَ إِلَى النَّارِ ۖ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا يُنصَرُونَ ( 41 ) Kasas Suresi - Aya 41
Onlari atese çagiran öncüler kildik. Kiyamet günü onlar yardim görmeyeceklerdir.
وَأَتْبَعْنَاهُمْ فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةً ۖ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ هُم مِّنَ الْمَقْبُوحِينَ ( 42 ) Kasas Suresi - Aya 42
Bu dünyada arkalarina lanet taktik. Onlar, kiyamet gününde de kötülenmisler arasindadir.
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ مِن بَعْدِ مَا أَهْلَكْنَا الْقُرُونَ الْأُولَىٰ بَصَائِرَ لِلنَّاسِ وَهُدًى وَرَحْمَةً لَّعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ( 43 ) Kasas Suresi - Aya 43
Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya olur ki düsünür, ögüt alirlar diye, insanlar için apaçik deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'i (Tevrat'i) vermisizdir.
وَمَا كُنتَ بِجَانِبِ الْغَرْبِيِّ إِذْ قَضَيْنَا إِلَىٰ مُوسَى الْأَمْرَ وَمَا كُنتَ مِنَ الشَّاهِدِينَ ( 44 ) Kasas Suresi - Aya 44
(Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettigimiz sirada sen bati yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden degildin.
وَلَٰكِنَّا أَنشَأْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ ۚ وَمَا كُنتَ ثَاوِيًا فِي أَهْلِ مَدْيَنَ تَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِنَا وَلَٰكِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ ( 45 ) Kasas Suresi - Aya 45
Bilakis biz (o zamandan senin zamanina kadar) nice nesiller var ettik de, onlarin üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen onlara âyetlerimizi okuyarak, Medyen halki arasinda bulunanlardan da degildin; aksine biz (baska) peygamber göndermistik.
وَمَا كُنتَ بِجَانِبِ الطُّورِ إِذْ نَادَيْنَا وَلَٰكِن رَّحْمَةً مِّن رَّبِّكَ لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّا أَتَاهُم مِّن نَّذِيرٍ مِّن قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ( 46 ) Kasas Suresi - Aya 46
(Musa'ya) seslendigimiz zaman da, Tûr'un yaninda degildin. Bilakis senden önce kendilerine uyarici (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik), ola ki onlar düsünüp ögüt alirlar.
وَلَوْلَا أَن تُصِيبَهُم مُّصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَيَقُولُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ وَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ( 47 ) Kasas Suresi - Aya 47
Bizzat kendi yaptiklarindan dolayi baslarina bir musibet geldiginde, "Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydik" diyecek olmasalardi (seni göndermezdik).
فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِندِنَا قَالُوا لَوْلَا أُوتِيَ مِثْلَ مَا أُوتِيَ مُوسَىٰ ۚ أَوَلَمْ يَكْفُرُوا بِمَا أُوتِيَ مُوسَىٰ مِن قَبْلُ ۖ قَالُوا سِحْرَانِ تَظَاهَرَا وَقَالُوا إِنَّا بِكُلٍّ كَافِرُونَ ( 48 ) Kasas Suresi - Aya 48
Fakat onlara tarafimizdan o hak (peygamber) gelince, "Musa'ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli degil miydi?" dediler. Peki daha önce Musa'ya verileni de inkâr etmemisler miydi? "Birbirini destekleyen iki sihir" demisler ve sunu söylemislerdi: "Dogrusu biz hiçbirine inanmiyoruz."
قُلْ فَأْتُوا بِكِتَابٍ مِّنْ عِندِ اللَّهِ هُوَ أَهْدَىٰ مِنْهُمَا أَتَّبِعْهُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ( 49 ) Kasas Suresi - Aya 49
(Resulüm!) De ki: "Eger dogru sözlüler iseniz, Allah katindan bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha dogru bir kitap getirin de ben ona uyayim!"
فَإِن لَّمْ يَسْتَجِيبُوا لَكَ فَاعْلَمْ أَنَّمَا يَتَّبِعُونَ أَهْوَاءَهُمْ ۚ وَمَنْ أَضَلُّ مِمَّنِ اتَّبَعَ هَوَاهُ بِغَيْرِ هُدًى مِّنَ اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ ( 50 ) Kasas Suresi - Aya 50
Eger sana cevap vermezlerse, bil ki onlar, sirf heveslerine uymaktadirlar. Allah'tan bir yol gösterici olmaksizin kendi hevesine uyandan daha sapik kim olabilir? Elbette Allah zalim kavmi dogru yola iletmez.
وَلَقَدْ وَصَّلْنَا لَهُمُ الْقَوْلَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ( 51 ) Kasas Suresi - Aya 51
Andolsun ki biz, düsünüp ögüt alsinlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardinca ulamisizdir.
الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ مِن قَبْلِهِ هُم بِهِ يُؤْمِنُونَ ( 52 ) Kasas Suresi - Aya 52
Ondan (Kur'ân'dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
وَإِذَا يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ قَالُوا آمَنَّا بِهِ إِنَّهُ الْحَقُّ مِن رَّبِّنَا إِنَّا كُنَّا مِن قَبْلِهِ مُسْلِمِينَ ( 53 ) Kasas Suresi - Aya 53
Onlara (Kur'ân) okundugu zaman "O'na iman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelmis hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik" derler.
أُولَٰئِكَ يُؤْتَوْنَ أَجْرَهُم مَّرَّتَيْنِ بِمَا صَبَرُوا وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ ( 54 ) Kasas Suresi - Aya 54
Iste onlara, sabretmelerinden ötürü mükafatlari iki defa verilecektir. Bunlar kötülügü iyilikle savarlar, kendilerine verdigimiz riziktan da Allah rizasi için harcarlar.
وَإِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ أَعْرَضُوا عَنْهُ وَقَالُوا لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ لَا نَبْتَغِي الْجَاهِلِينَ ( 55 ) Kasas Suresi - Aya 55
Onlar, bos söz isittikleri zaman, ondan yüz çevirirler ve "Bizim islerimiz bize, sizin isleriniz size. Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri istemeyiz" derler.
إِنَّكَ لَا تَهْدِي مَنْ أَحْبَبْتَ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَهْدِي مَن يَشَاءُ ۚ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ ( 56 ) Kasas Suresi - Aya 56
(Resulüm!) Sen sevdigini hidayete eristiremezsin; bilakis, Allah diledigine hidayet verir ve hidayete girecek olanlari en iyi O bilir.
وَقَالُوا إِن نَّتَّبِعِ الْهُدَىٰ مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ أَرْضِنَا ۚ أَوَلَمْ نُمَكِّن لَّهُمْ حَرَمًا آمِنًا يُجْبَىٰ إِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ رِّزْقًا مِّن لَّدُنَّا وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ( 57 ) Kasas Suresi - Aya 57
"Biz seninle beraber dogru yola uyarsak, yurdumuzdan atiliriz" dediler. Biz onlari, kendi katimizdan bir rizik olarak her seyin ürünlerinin toplanip getirildigi, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerlestirmedik mi? Fakat onlarin çogu bilmezler.
وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ بَطِرَتْ مَعِيشَتَهَا ۖ فَتِلْكَ مَسَاكِنُهُمْ لَمْ تُسْكَن مِّن بَعْدِهِمْ إِلَّا قَلِيلًا ۖ وَكُنَّا نَحْنُ الْوَارِثِينَ ( 58 ) Kasas Suresi - Aya 58
Biz, maisetleriyle simarmis nice memleketi helak etmisizdir. Iste yerleri! Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmistir. Onlara biz varis olmusuzdur.
وَمَا كَانَ رَبُّكَ مُهْلِكَ الْقُرَىٰ حَتَّىٰ يَبْعَثَ فِي أُمِّهَا رَسُولًا يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِنَا ۚ وَمَا كُنَّا مُهْلِكِي الْقُرَىٰ إِلَّا وَأَهْلُهَا ظَالِمُونَ ( 59 ) Kasas Suresi - Aya 59
Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, memleketleri helâk edici degildir. Zaten biz, ancak halki zalim olan memleketleri helâk etmisizdir.
وَمَا أُوتِيتُم مِّن شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَزِينَتُهَا ۚ وَمَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ( 60 ) Kasas Suresi - Aya 60
Size verilen seyler, dünya hayatinin geçim vasitasi ve debdebesidir. Allah katinda olanlar ise, daha hayirli ve daha kalicidir. Hâlâ buna akliniz ermeyecek mi?
أَفَمَن وَعَدْنَاهُ وَعْدًا حَسَنًا فَهُوَ لَاقِيهِ كَمَن مَّتَّعْنَاهُ مَتَاعَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ثُمَّ هُوَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنَ الْمُحْضَرِينَ ( 61 ) Kasas Suresi - Aya 61
Su halde, kendisine güzel bir vaadde bulundugumuz, ardindan ona kavusan kimse, (sirf) dünya hayatinin geçici zevkini yasattigimiz ve sonra kiyamet gününde (azab için) huzurumuza getirilenler arasinda bulunan kimse gibi midir?
وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ فَيَقُولُ أَيْنَ شُرَكَائِيَ الَّذِينَ كُنتُمْ تَزْعُمُونَ ( 62 ) Kasas Suresi - Aya 62
O gün Allah onlari çagirarak, "Benim ortaklarim olduklarini iddia ettikleriniz, hani nerede?" diyecektir.
قَالَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَغْوَيْنَا أَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَا ۖ تَبَرَّأْنَا إِلَيْكَ ۖ مَا كَانُوا إِيَّانَا يَعْبُدُونَ ( 63 ) Kasas Suresi - Aya 63
(O gün) haklarinda azaba itilme, hükmü gerçeklesen kimseler, "Rabbimiz! Biz nasil azmissak, iste bu azmislari da öylece azdirdik. (Onlarin suçlarindan) beri oldugumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslinda bizlere tapmiyorlardi." derler.
وَقِيلَ ادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَرَأَوُا الْعَذَابَ ۚ لَوْ أَنَّهُمْ كَانُوا يَهْتَدُونَ ( 64 ) Kasas Suresi - Aya 64
"(Allah'a kostugunuz) ortaklarinizi çagirin!" denir, onlar da çagirirlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karsilarinda) azabi görürler. Ne olurdu (dünyada iken) dogru yola girselerdi!
وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ فَيَقُولُ مَاذَا أَجَبْتُمُ الْمُرْسَلِينَ ( 65 ) Kasas Suresi - Aya 65
O gün Allah onlari çagirip "Peygamberlere ne cevap verdiniz?" diyecektir.
فَعَمِيَتْ عَلَيْهِمُ الْأَنبَاءُ يَوْمَئِذٍ فَهُمْ لَا يَتَسَاءَلُونَ ( 66 ) Kasas Suresi - Aya 66
Iste o gün onlara bütün haberler kapkaranlik olmustur; onlar birbirlerine de soramayacaklardir.
فَأَمَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَعَسَىٰ أَن يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِحِينَ ( 67 ) Kasas Suresi - Aya 67
Fakat tevbe ederek, iman edip iyi isler yapan kimseye gelince, o, kurtulusa erenler arasinda olmayi umabilir.
وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ ۗ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ ( 68 ) Kasas Suresi - Aya 68
Rabbin, diledigini yaratir ve seçer. Onlarin seçim hakki yoktur. Allah, onlarin ortak kostuklarindan münezzehtir ve sani yücedir.
وَرَبُّكَ يَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ ( 69 ) Kasas Suresi - Aya 69
Rabbin, onlarin, sinelerinde gizlediklerini de, açiga vurduklarini da bilir.
وَهُوَ اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ لَهُ الْحَمْدُ فِي الْأُولَىٰ وَالْآخِرَةِ ۖ وَلَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ( 70 ) Kasas Suresi - Aya 70
Iste O, Allah'tir. O'ndan baska tanri yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve ancak O'na döndürüleceksiniz.
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِن جَعَلَ اللَّهُ عَلَيْكُمُ اللَّيْلَ سَرْمَدًا إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَنْ إِلَٰهٌ غَيْرُ اللَّهِ يَأْتِيكُم بِضِيَاءٍ ۖ أَفَلَا تَسْمَعُونَ ( 71 ) Kasas Suresi - Aya 71
(Resulüm!) De ki: "Düsündünüz mü hiç, eger Allah üzerinizde geceyi tâ kiyamet gününe kadar araliksiz devam ettirse, Allah'tan baska size isik getirecek tanri kimdir? Hâlâ isitmeyecek misiniz?"
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِن جَعَلَ اللَّهُ عَلَيْكُمُ النَّهَارَ سَرْمَدًا إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَنْ إِلَٰهٌ غَيْرُ اللَّهِ يَأْتِيكُم بِلَيْلٍ تَسْكُنُونَ فِيهِ ۖ أَفَلَا تُبْصِرُونَ ( 72 ) Kasas Suresi - Aya 72
De ki: "Haber verin bakayim, eger Allah üzerinizde gündüzü ta kiyamet gününe kadar araliksiz devam ettirse, Allah'tan baska, istirahat edeceginiz geceyi size getirecek tanri kimdir? Hâlâ görmeyecek misiniz?"
وَمِن رَّحْمَتِهِ جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لِتَسْكُنُوا فِيهِ وَلِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ( 73 ) Kasas Suresi - Aya 73
Rahmetinden dolayi, Allah, geceyi ve gündüzü yaratti ki geceleyin dinlenesiniz (gündüzün) ise O'nun lütuf ve kereminden (rizkinizi) arayasiniz. Umulur ki sükredersiniz.
وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ فَيَقُولُ أَيْنَ شُرَكَائِيَ الَّذِينَ كُنتُمْ تَزْعُمُونَ ( 74 ) Kasas Suresi - Aya 74
Ve hele o gün Allah onlari çagirarak: "Benim ortaklarim olduklarini iddia ettikleriniz hani, nerede?" diyecektir.
وَنَزَعْنَا مِن كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا فَقُلْنَا هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ فَعَلِمُوا أَنَّ الْحَقَّ لِلَّهِ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَفْتَرُونَ ( 75 ) Kasas Suresi - Aya 75
(O gün) her ümmetten bir sahit çikarir, "Haydin, kesin delilinizi getirin!" deriz. O zaman bilirler ki, hakikat Allah'a aittir ve uydurageldikleri seyler (putlar) de kendilerinden ayrilip kaybolmuslardir.
إِنَّ قَارُونَ كَانَ مِن قَوْمِ مُوسَىٰ فَبَغَىٰ عَلَيْهِمْ ۖ وَآتَيْنَاهُ مِنَ الْكُنُوزِ مَا إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوءُ بِالْعُصْبَةِ أُولِي الْقُوَّةِ إِذْ قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لَا تَفْرَحْ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْفَرِحِينَ ( 76 ) Kasas Suresi - Aya 76
Karun, Musa'nin kavminden idi de, onlara karsi azginlik etmisti. Biz ona öyle hazineler vermistik ki, anahtarlarini güçlü kuvvetli bir topluluk zor tasirdi. Kavmi ona demisti ki: "Simarma! Bil ki Allah simariklari sevmez."
وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ ۖ وَلَا تَنسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا ۖ وَأَحْسِن كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ ۖ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ ( 77 ) Kasas Suresi - Aya 77
"Allah'in sana verdiginden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'in sana ihsan ettigi gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculugu arzulama. Süphesiz ki Allah, bozgunculari sevmez."
قَالَ إِنَّمَا أُوتِيتُهُ عَلَىٰ عِلْمٍ عِندِي ۚ أَوَلَمْ يَعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَهْلَكَ مِن قَبْلِهِ مِنَ الْقُرُونِ مَنْ هُوَ أَشَدُّ مِنْهُ قُوَّةً وَأَكْثَرُ جَمْعًا ۚ وَلَا يُسْأَلُ عَن ذُنُوبِهِمُ الْمُجْرِمُونَ ( 78 ) Kasas Suresi - Aya 78
Karun ise: "O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi." demistir. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftari olan kimseleri helak etmisti. Günahkarlardan günahlari sorulmaz (Allah onlarin hepsini bilir).
فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوْمِهِ فِي زِينَتِهِ ۖ قَالَ الَّذِينَ يُرِيدُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا يَا لَيْتَ لَنَا مِثْلَ مَا أُوتِيَ قَارُونُ إِنَّهُ لَذُو حَظٍّ عَظِيمٍ ( 79 ) Kasas Suresi - Aya 79
Derken Karun, ihtisam içinde kavminin karsisina çikti. Dünya hayatini arzulayanlar, "Keske Karun'a verilenin benzeri bizim de olsaydi. Hakikat su ki o, çok büyük devlet sahibidir" dediler.
وَقَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَيْلَكُمْ ثَوَابُ اللَّهِ خَيْرٌ لِّمَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا وَلَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الصَّابِرُونَ ( 80 ) Kasas Suresi - Aya 80
Kendilerine ilim verilmis olanlar ise, söyle dediler: "Yaziklar olsun size! Iman edip iyi isler yapanlara göre Allah'in mükafati daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavusabilir."
فَخَسَفْنَا بِهِ وَبِدَارِهِ الْأَرْضَ فَمَا كَانَ لَهُ مِن فِئَةٍ يَنصُرُونَهُ مِن دُونِ اللَّهِ وَمَا كَانَ مِنَ الْمُنتَصِرِينَ ( 81 ) Kasas Suresi - Aya 81
Derken biz onu da, sarayini da yerin dibine geçirdik. Artik Allah'a karsi kendisine yardim edecek taraftarlari olmadigi gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de degildi.
وَأَصْبَحَ الَّذِينَ تَمَنَّوْا مَكَانَهُ بِالْأَمْسِ يَقُولُونَ وَيْكَأَنَّ اللَّهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ ۖ لَوْلَا أَن مَّنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا لَخَسَفَ بِنَا ۖ وَيْكَأَنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ ( 82 ) Kasas Suresi - Aya 82
Daha dün onun yerinde olmayi isteyenler de: "Demek ki Allah kullarindan diledigine rizki çok da, az da verir. Sayet Allah bize lütufta bulunmus olmasaydi, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcilar iflah olmazmis" demeye basladilar.
تِلْكَ الدَّارُ الْآخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذِينَ لَا يُرِيدُونَ عُلُوًّا فِي الْأَرْضِ وَلَا فَسَادًا ۚ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ ( 83 ) Kasas Suresi - Aya 83
Iste ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculugu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akibet, takva sahiplerinindir.
مَن جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ خَيْرٌ مِّنْهَا ۖ وَمَن جَاءَ بِالسَّيِّئَةِ فَلَا يُجْزَى الَّذِينَ عَمِلُوا السَّيِّئَاتِ إِلَّا مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ( 84 ) Kasas Suresi - Aya 84
Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha üstün karsilik vardir. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri isleyenler, ancak yaptiklari kadar ceza görürler.
إِنَّ الَّذِي فَرَضَ عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لَرَادُّكَ إِلَىٰ مَعَادٍ ۚ قُل رَّبِّي أَعْلَمُ مَن جَاءَ بِالْهُدَىٰ وَمَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ ( 85 ) Kasas Suresi - Aya 85
(Resulüm!) Kur'ân'i (okumayi, teblig etmeyi ve ona uymayi) sana farz kilan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: "Rabbim, kimin hidayetle geldigini ve kimin apaçik bir sapiklik içinde oldugunu en iyi bilendir."
وَمَا كُنتَ تَرْجُو أَن يُلْقَىٰ إِلَيْكَ الْكِتَابُ إِلَّا رَحْمَةً مِّن رَّبِّكَ ۖ فَلَا تَكُونَنَّ ظَهِيرًا لِّلْكَافِرِينَ ( 86 ) Kasas Suresi - Aya 86
Sen, bu kitabin sana vahyolunacagini ummuyordun. Bu ancak Rabbinden bir rahmettir. O halde sakin kâfirlere arka çikma!
وَلَا يَصُدُّنَّكَ عَنْ آيَاتِ اللَّهِ بَعْدَ إِذْ أُنزِلَتْ إِلَيْكَ ۖ وَادْعُ إِلَىٰ رَبِّكَ ۖ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ( 87 ) Kasas Suresi - Aya 87
Allah'in âyetleri sana indirildikten sonra, artik sakin onlar seni bu âyetlerden alikoymasinlar. Rabbine davet et. Asla müsriklerden olma!
وَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ ۘ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۚ كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ إِلَّا وَجْهَهُ ۚ لَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ( 88 ) Kasas Suresi - Aya 88
Allah ile birlikte baska bir tanriya tapip yalvarma! O'ndan baska tanri yoktur. O'nun zatindan baska her sey helak olacaktir. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz.
Facebook Twitter Google+ Pinterest Reddit StumbleUpon Linkedin Tumblr Google Bookmarks Email


Select language



Select surah


شبكة تواصل العائلية 1445 هـ
Powered by Quran For All version 2
www.al-naddaf.com ©1445h