تفسير ابن كثر - سورة الفاتحة الآية 1 | تواصل | القرآن الكريم

مرحباً بك زائرنا الكريم .. لك حرية الإستفادة والنشر

Surah Vakia Suresi

Türkçe

Surah Vakia Suresi - Aya count 96
Facebook Twitter Google+ Pinterest Reddit StumbleUpon Linkedin Tumblr Google Bookmarks Email
إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ ( 1 ) Vakia Suresi - Aya 1
Olacak vak'a oldugu zaman
لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ ( 2 ) Vakia Suresi - Aya 2
Onun olusunu yalanlayacak kimse yoktur.
خَافِضَةٌ رَّافِعَةٌ ( 3 ) Vakia Suresi - Aya 3
O, alçalticidir, yükselticidir.
إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا ( 4 ) Vakia Suresi - Aya 4
Yer siddetle sarsildigi
وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا ( 5 ) Vakia Suresi - Aya 5
Daglar serpildikçe serpildigi
فَكَانَتْ هَبَاءً مُّنبَثًّا ( 6 ) Vakia Suresi - Aya 6
Dagilip toz duman haline geldigi
وَكُنتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً ( 7 ) Vakia Suresi - Aya 7
Ve sizler üç sinif oldugunuz zaman
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ ( 8 ) Vakia Suresi - Aya 8
Sagin adamlari (var ya) ne mutludurlar onlar!
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ ( 9 ) Vakia Suresi - Aya 9
Solun adamlari ise ne ugursuzdurlar onlar!
وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ ( 10 ) Vakia Suresi - Aya 10
Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler.
أُولَٰئِكَ الْمُقَرَّبُونَ ( 11 ) Vakia Suresi - Aya 11
Iste o yaklastirilanlar,
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ ( 12 ) Vakia Suresi - Aya 12
Nimet cennetlerindedirler.
ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ ( 13 ) Vakia Suresi - Aya 13
Çogu önceki ümmetlerden,
وَقَلِيلٌ مِّنَ الْآخِرِينَ ( 14 ) Vakia Suresi - Aya 14
Birazi da sonrakilerden.
عَلَىٰ سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ ( 15 ) Vakia Suresi - Aya 15
(Onlar) cevherlerle islenmis tahtlar üzerindedirler.
مُّتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ ( 16 ) Vakia Suresi - Aya 16
Karsilikli olarak onlarin üzerinde yaslanirlar.
يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ ( 17 ) Vakia Suresi - Aya 17
Çevrelerinde, ölümsüzlüge ulasmis gençler dolasirlar.
بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍ ( 18 ) Vakia Suresi - Aya 18
Kaynagindan doldurulmus, testiler, ibrikler ve kadehlerle.
لَّا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ ( 19 ) Vakia Suresi - Aya 19
Ondan ne baslari agritilir, ne de akillari giderilir.
وَفَاكِهَةٍ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ ( 20 ) Vakia Suresi - Aya 20
Begendikleri meyvalar,
وَلَحْمِ طَيْرٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ ( 21 ) Vakia Suresi - Aya 21
Canlarinin çektigi kus etleri,
وَحُورٌ عِينٌ ( 22 ) Vakia Suresi - Aya 22
Iri gözlü hûriler,
كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ ( 23 ) Vakia Suresi - Aya 23
Sakli inciler gibi,
جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ( 24 ) Vakia Suresi - Aya 24
Yaptiklarina karsilik olarak verilir.
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا ( 25 ) Vakia Suresi - Aya 25
Orada bos bir söz ve günaha sokan bir laf isitmezler.
إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا ( 26 ) Vakia Suresi - Aya 26
Duyduklari söz, yalniz "selam", "selam" dir.
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ ( 27 ) Vakia Suresi - Aya 27
Sagin adamlari, nedir o sagin adamlari!
فِي سِدْرٍ مَّخْضُودٍ ( 28 ) Vakia Suresi - Aya 28
Dalbasti kirazlar,
وَطَلْحٍ مَّنضُودٍ ( 29 ) Vakia Suresi - Aya 29
Meyva dizili muzlar,
وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ ( 30 ) Vakia Suresi - Aya 30
Uzamis gölgeler,
وَمَاءٍ مَّسْكُوبٍ ( 31 ) Vakia Suresi - Aya 31
Fiskiran sular.
وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ ( 32 ) Vakia Suresi - Aya 32
Pek çok meyva arasinda,
لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ ( 33 ) Vakia Suresi - Aya 33
Tükenmeyen ve yasaklanmayan
وَفُرُشٍ مَّرْفُوعَةٍ ( 34 ) Vakia Suresi - Aya 34
Ve yükseltilmis dösekler üstündedirler.
إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاءً ( 35 ) Vakia Suresi - Aya 35
Biz kadinlari yeniden insa ettik (yarattik).
فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا ( 36 ) Vakia Suresi - Aya 36
Onlari bâkireler yaptik.
عُرُبًا أَتْرَابًا ( 37 ) Vakia Suresi - Aya 37
Hep yasit sevgililer,
لِّأَصْحَابِ الْيَمِينِ ( 38 ) Vakia Suresi - Aya 38
Sagin adamlari içindir.
ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ ( 39 ) Vakia Suresi - Aya 39
Bir çogu öncekilerdendir.
وَثُلَّةٌ مِّنَ الْآخِرِينَ ( 40 ) Vakia Suresi - Aya 40
Bir çogu da sonrakilerdendir.
وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ ( 41 ) Vakia Suresi - Aya 41
Solun adamlari, nedir o solcular!
فِي سَمُومٍ وَحَمِيمٍ ( 42 ) Vakia Suresi - Aya 42
Içlerine isleyen bir ates ve kaynar su içinde,
وَظِلٍّ مِّن يَحْمُومٍ ( 43 ) Vakia Suresi - Aya 43
Kapkara dumandan bir gölge altindadirlar.
لَّا بَارِدٍ وَلَا كَرِيمٍ ( 44 ) Vakia Suresi - Aya 44
Ki ne serindir, ne de faydali.
إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَٰلِكَ مُتْرَفِينَ ( 45 ) Vakia Suresi - Aya 45
Çünkü onlar bundan önce varlik içinde sefâhete dalmislardi.
وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنثِ الْعَظِيمِ ( 46 ) Vakia Suresi - Aya 46
Büyük günahi islemekte israr ediyorlardi.
وَكَانُوا يَقُولُونَ أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ ( 47 ) Vakia Suresi - Aya 47
Ve diyorlardi ki: "Biz ölüp, toprak ve kemik yigini olduktan sonra, biz mi bir daha diriltilecegiz?"
أَوَآبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ ( 48 ) Vakia Suresi - Aya 48
"Önceki atalarimizda mi?"
قُلْ إِنَّ الْأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ ( 49 ) Vakia Suresi - Aya 49
De ki: "Öncekiler ve sonrakiler"
لَمَجْمُوعُونَ إِلَىٰ مِيقَاتِ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ ( 50 ) Vakia Suresi - Aya 50
"Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardir."
ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ ( 51 ) Vakia Suresi - Aya 51
Sonra siz, ey sapik yalanlayicilar!
لَآكِلُونَ مِن شَجَرٍ مِّن زَقُّومٍ ( 52 ) Vakia Suresi - Aya 52
Elbette bir agaçtan, zakkum agacindan yiyeceksiniz.
فَمَالِئُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ ( 53 ) Vakia Suresi - Aya 53
Karinlarinizi hep onunla dolduracaksiniz.
فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَمِيمِ ( 54 ) Vakia Suresi - Aya 54
Üstüne de kaynar su içeceksiniz.
فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْهِيمِ ( 55 ) Vakia Suresi - Aya 55
Susuzluk illetine tutulmus develerin içisi gibi içeceksiniz.
هَٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدِّينِ ( 56 ) Vakia Suresi - Aya 56
Iste ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur.
نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ ( 57 ) Vakia Suresi - Aya 57
Biz sizi yarattik; tasdik etmeniz gerekmez mi?
أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ ( 58 ) Vakia Suresi - Aya 58
Attiginiz meniyi gördünüz mü?
أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ ( 59 ) Vakia Suresi - Aya 59
Onu siz mi yaratiyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ ( 60 ) Vakia Suresi - Aya 60
Aranizda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez.
عَلَىٰ أَن نُّبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ ( 61 ) Vakia Suresi - Aya 61
Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediginiz bir yaratilista tekrar var edelim diye (böyle yapiyoruz).
وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَىٰ فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ ( 62 ) Vakia Suresi - Aya 62
Andolsun, ilk yaratilisi bildiniz. Düsünüp ibret almaniz gerekmez mi?
أَفَرَأَيْتُم مَّا تَحْرُثُونَ ( 63 ) Vakia Suresi - Aya 63
Ektiginizi gördünüz mü?
أَأَنتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ ( 64 ) Vakia Suresi - Aya 64
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ ( 65 ) Vakia Suresi - Aya 65
Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardik. Hayret eder dururdunuz.
إِنَّا لَمُغْرَمُونَ ( 66 ) Vakia Suresi - Aya 66
"Dogrusu borç altina girdik."
بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ ( 67 ) Vakia Suresi - Aya 67
"Dogrusu, biz yoksul birakildik" (derdiniz).
أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاءَ الَّذِي تَشْرَبُونَ ( 68 ) Vakia Suresi - Aya 68
Içtiginiz suya baktiniz mi?
أَأَنتُمْ أَنزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ أَمْ نَحْنُ الْمُنزِلُونَ ( 69 ) Vakia Suresi - Aya 69
Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
لَوْ نَشَاءُ جَعَلْنَاهُ أُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ ( 70 ) Vakia Suresi - Aya 70
Dileseydik onu tuzlu yapardik. O halde sükretseniz ya!
أَفَرَأَيْتُمُ النَّارَ الَّتِي تُورُونَ ( 71 ) Vakia Suresi - Aya 71
Bir de o çaktiginiz atesi gördünüz mü?
أَأَنتُمْ أَنشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنشِئُونَ ( 72 ) Vakia Suresi - Aya 72
Onun agacini siz mi yarattiniz, yoksa yaratan biz miyiz?
نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعًا لِّلْمُقْوِينَ ( 73 ) Vakia Suresi - Aya 73
Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptik.
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ ( 74 ) Vakia Suresi - Aya 74
Öyleyse büyük Rabbinin adini yücelt.
فَلَا أُقْسِمُ بِمَوَاقِعِ النُّجُومِ ( 75 ) Vakia Suresi - Aya 75
Hayir, yildizlarin yerlerine yemin ederim.
وَإِنَّهُ لَقَسَمٌ لَّوْ تَعْلَمُونَ عَظِيمٌ ( 76 ) Vakia Suresi - Aya 76
Bilirseniz bu büyük bir yemindir.
إِنَّهُ لَقُرْآنٌ كَرِيمٌ ( 77 ) Vakia Suresi - Aya 77
O, elbette serefli bir Kur'ân'dir.
فِي كِتَابٍ مَّكْنُونٍ ( 78 ) Vakia Suresi - Aya 78
Korunmus bir kitaptadir.
لَّا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ ( 79 ) Vakia Suresi - Aya 79
Ona temizlenenlerden baskasi el süremez.
تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ ( 80 ) Vakia Suresi - Aya 80
(O), âlemlerin Rabbinden indirilmistir.
أَفَبِهَٰذَا الْحَدِيثِ أَنتُم مُّدْهِنُونَ ( 81 ) Vakia Suresi - Aya 81
Simdi siz bu sözü mü küçümsüyorsunuz?
وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ أَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ ( 82 ) Vakia Suresi - Aya 82
Rizkinizi, yalanlamanizdan ibaret mi kiliyorsunuz?
فَلَوْلَا إِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ ( 83 ) Vakia Suresi - Aya 83
Can bogaza dayandigi zaman
وَأَنتُمْ حِينَئِذٍ تَنظُرُونَ ( 84 ) Vakia Suresi - Aya 84
Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.
وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنكُمْ وَلَٰكِن لَّا تُبْصِرُونَ ( 85 ) Vakia Suresi - Aya 85
Biz ona sizden daha yakiniz, fakat siz görmezsiniz.
فَلَوْلَا إِن كُنتُمْ غَيْرَ مَدِينِينَ ( 86 ) Vakia Suresi - Aya 86
Eger cezalandirilmayacak iseniz,
تَرْجِعُونَهَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ( 87 ) Vakia Suresi - Aya 87
Onu geri çevirsenize; sayet iddianizda dogru iseniz.
فَأَمَّا إِن كَانَ مِنَ الْمُقَرَّبِينَ ( 88 ) Vakia Suresi - Aya 88
Fakat ölen kisiye gelince, eger o rahmete yaklastirilanlardan ise,
فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَعِيمٍ ( 89 ) Vakia Suresi - Aya 89
Ona rahatlik, güzel rizik ve Naîm cenneti vardir.
وَأَمَّا إِن كَانَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ ( 90 ) Vakia Suresi - Aya 90
Eger O, sagin adamlarindan ise,
فَسَلَامٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ ( 91 ) Vakia Suresi - Aya 91
"(Ey sagci), sana sagcilardan selam!"
وَأَمَّا إِن كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ ( 92 ) Vakia Suresi - Aya 92
Ama yalanlayici sapiklardan ise;
فَنُزُلٌ مِّنْ حَمِيمٍ ( 93 ) Vakia Suresi - Aya 93
Iste ona da kaynar sudan bir ziyafet vardir.
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ ( 94 ) Vakia Suresi - Aya 94
Ve cehenneme atilma vardir.
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ ( 95 ) Vakia Suresi - Aya 95
Kesin gerçek budur iste.
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ ( 96 ) Vakia Suresi - Aya 96
Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et.
Facebook Twitter Google+ Pinterest Reddit StumbleUpon Linkedin Tumblr Google Bookmarks Email


Select language



Select surah


شبكة تواصل العائلية 1445 هـ
Powered by Quran For All version 2
www.al-naddaf.com ©1445h